16 Şubat 2015 Pazartesi

KANADA CEZAEVLERİNDE DEĞERLER EĞİTİMİ ÜZERİNE BİR İNCELEME - II

II- CEZAEVLERİNDE DEĞERLER EĞİTİMİNİN UYGULANMASI
Cezaevlerinde değerler eğitimi sisteminin gerekli olduğunu kanıtlamak ayrı, bunun nasıl yapılacağını göstermek ise ayrı bir şeydir. Bu aşamada zorluklar entelektüel değildir. Daha ziyade kişinin tüm varlığıyla katılımını ve bağlılığını talep eder. Cezaevi ortamı konusunda deneyimsiz oluşumun beni engellemesi sebebiyle kendimi iki konu başlığıyla sınırlayacağım.
1) Değerler eğitimi ve resmi eğitim
2) Değerler eğitimi için kurumsal planlama
1) Değerler Eğitimi ve Resmi Eğitim
Burada bahsedeceğimiz aktiviteler cezaevi okullarında ve atölyelerine mahsus olup, şimdilik cezaevi bütünü konunun dışında bırakılmaktadır. Durum son derece komplike olsa da mevcut çerçeve içinde kalarak, tüm sistemi rahatsız etmeden veya değiştirmeye gerek duymadan önemli atılımlarda bulunabileceğimizi söylemek gerçek dışı olmaz. Bu açıdan cezaevlerinde etkili değerler eğitimine girişi sağlayacak hızlı girişimlerde bulunabilecek en azı iki alan mevcuttur.
i- İnsani gelişimi cezaevi eğitiminin ana hedefi olarak belirlemek
ii- Öğretmenlerin kendilerini filantropistler (hayırsever kimseler) olarak görmelrini sağlamak
i- İnsani gelişimin eğitimdeki en önemli amaç olması
Cezaevinde gerçekleştirilen eğitimden beklenenlere hızlı bir bakış, çok şaşırtıcı keşiflerde bulunmamızla sonuçlanır: bazıları için eğitim mahkumları meşgul etmek ve yakın markajda tutmak için en ucuz ve en etkili yöntemdir. Zaman öldürmek diye de adladırılırlar. Diğerlerine göre eğitim hasta bireylerin yenide uyum sağlamaları önayak olabilecek bir sağaltım yöntemidir. Bu düşünceye sahip insanlar her türlü suçun sebebinin akıl hastalığı olduğuna ve bu hastalığın nedenlerinin eğitim süreci esnasında keşfedilip, hastalığın eğitim yoluyla tedavi edilebileceğine inanırlar. Başka bir gruba göre eğitim tahliye sonrası mahkumun iş bulması için elzemdir. Bir kimsenin toplum içinde varolabilmesi her ikisine birden sahip olması gerektiğine inanırlar.
Benim bu konudaki düşüncem şu şekildedir. Mahkumun ABC' yi öğrenmesi yada bir güzel kaynaklama yapabilmesi eğer içindeki insanı keşfetmemişse neye yarar? Sosyal uyum uğruna olsa bile iyi bir insan olmak, iyi bir vatandaş olmaktan çok daha önemlidir.
ii- Filantropist olarak öğretmenler:
İnsani gelişim yolunda en önemli amaçlardan birisi öğretmenlerin niteliğini arttırmaktır. Bizim incelememiz açısından ahlaki nitelik en büyük önemi taşır. Öğretmen, insani görüşün ve umudun teşvikçisi, inananı olmalıdır. Filantropist öğretmen öğrencileriyle insani mükemmelleşmenin insani çabalarını paylaşan tamamlanmamış bir kişidir. Levi Straus'un ifadesiyle: "Paylaşmak eyleminde, paylaşılan şeyden daha fazlası vardır." Filantropist öğretmen, mahkum öğrencileriyle empati kurabilmeli, onların derinlerde yatan istek ve ihtiyaçlarını anlayabilmelidir.
2) Değerler eğitimi için gerekli kurumsal yapı
Değerler eğitimi tüm ceza infaz kurumlarına uygulanabilmelidir. Ayrıca her bir kurumun tamamı sisteme dahil olmalıdır. Benim Meseleler Projesi olarak adlandıracağım yapıya göre birçok farklı mesele üzerine – politika, din, eğitim, ekoloji, kültür, uluslararası, ekonomik v.b.- ilgi duyan mahkumlar fikirlerini beyan edeceklerdir. Kaynakların kullanımı sınırsız olacak şekilde  - seminerler,  paneller, münanzaralar, araştırmalar – süreç işleyecektir. Her bir kurumda bu projeyi yönetmekle görevlendirilmiş kişilerin zeki, kültürlü ve enerjik eğitimciler arasından seçilmeleri gerekir.

Kurumsal yapı, kurumun önceliklerinin içinde olmalı, değerler eğitimi sisteminin başarıyla uygulanması için gereken her eşey icra edilmelidir. Sonuçta risk altında olanın insan hayatı olduğu unutulmamalıdır.

NOT: Bu çalışma blogumuzda yer alan aynı yazarın editörlüğünü yaptığı "The Prison Education" adlı eserin "Value Education in Prisons" adlı makalenin çevisi ile elde edilmiştir.