11 Aralık 2014 Perşembe

TÜRK CEZAEVLERİ İLE İLGİLİ UYGULAYICILARIN KALEMİNDEN MAKALE ARŞİVİ

Türk ceza evleri yöneticileri ve uygulayıcılarının kaleminden yazılan, Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğünün yayın organları olan Sesleniş Gazetesi ve Değer Dergisinde yayınlanan köşe yazıları ve makaleler arşivlenmiş şekilde bu genel müdürlüğün sitesinde yayınlanmaktatır. Bu yazılara ulaşmak için LÜTFEN TIKLAYINIZ

10 Aralık 2014 Çarşamba

PENOLOG NEDİR? NASIL OLUNUR?

PENOLOG NEDİR?*

Türkiye'de penoloji bilimi pek bilinmediği gibi penolog diye bir meslekten de pek kimsenin haberi yoktur. Cezaevlerinde ve denetimli serbestliklerde çalışan psikolog, sosyal çalışmacı, sosyolog ve öğretmenlerin faaliyetlerini bu alana yakın olarak değerlendirebiliriz. Ancak bu meslek gruplarının temel faaliyeti eğitim ve iyileştirme programlarını yürütmektir.

Kimilerimiz suçluların cezaevlerine konulup öylece bırakıldığını ve cezaevi kapılarının suçluların üzerlerine kilitlenmesi ile sorunun çözüldüğünü zannederiz. Halbuki herkesinde bildiği ve zaman zaman da medyadan haberdar olduğumuz gibi malesef cezaevlerimiz gerek sayı gerek kapasite bakımından sınırlıdır.  Cezaevi hizmetleri sadece yemek ve yataktan ibaret değil ve mahkumları sonsuza dek de tutamaz. İktisadın tanımında yer alan "sınırlı kaynaklarla sonu gelmeyen ihtiyaçların karşılanması" hususu cezaevleri için de geçerlidir. Cezaevler iyi yönetilmek isteniyorsa, eldeki kısıtlı kaynaklar ve mahkumların tekrar suç işleyerekgeri dönüşlerini engelleyecek tedbirleri alarak sürdürülebilirliği sağlamak büyük önem taşımaktadır.
Cezaevlerinden beklenen mahkumların sadece cezalandırılması değildir. Suçluların eninde sonunda dönecekleri yer  toplum olduğu için dönüşlerinde ıslah olmuş, yeniden suç işlemeyecek karakter yapısına ulaşmış, değerleri edinmiş kişiler olmaları istenmektedir.

Penologlar, yukarıda sayılan tüm sorunlar ve çözüm önerileri ile toplumun infaz sisteminden beklentilerini karşılamakla görevli kişiler olarak karşımıza çıkmaktadırlar.

Penolog, mahkumların ıslahı amacına hizmet ederken, mahkumlar ve cezaevi personeli ile çalışan kişidir. Onlar cezaevilerinin idaresinden, insan kaynakları yönetimine,  infaz ve ıslah sisteminden inşa tarzına kadar birçok alanda, aktif olarak görev alma,  gözlem yapma, istatistik tutma ve bunları  raporlama faaliyetlerini yürütürler.

Amerikan sisteminde penologların görev tanımlarını şu şekilde özetleyebiliriz.

- İnfaz sisteminin mahkum üzerindeki etkilerini inceler.
- Mahkum davranışlarını analiz eder.
- Mahkumların birbirleri ile etkileşimini ve diğerlerine yaklaşımlarını incelerler.
- Mahkumların, cezaevi yöneticileri, gardiyanlar, denetimli serbestlik görevlileri ve kriminologlarla  etkileşimleri üzerinde çalışır ve elde ettikleri verileri analiz ederler.
- Cezaevi yöneticileri, gardiyanlar, denetimli serbestlik görevlileri ve kriminologlarla bizzat çalışırlar.
- Mahkumlarla bizzat çalışırlar.
- Mahkumlar için ıslah programları geliştirirler.
- Mahkumların, toplumla yeniden bütünleşmesine yönelik programlar geliştirirler.
- Islah ve rehabilitasyon programlarının etkilerini gözlemlerler.
- Cezaevi otoritelerine mahkumlara yönelik uygulanan rehabilitasyon programlarının değiştirilmesi veya geliştirilmesine ilişkin öneriler sunarlar.
- Mahkumları tahliye sonrasında izlerler.
- Faaliyetleri daha çok ölçme, değerlendirme ve raporlama üzerinedir.
- Penologların tespitleri cezaevi idareleri tarafından ciddiye alınır ve kısa ve uzun döneme ilişkin tedbirler alınır.

Nasıl Penolog Olunur?

Penologluk, en az lisans seviyesinde mezuniyet gerektiren ceza adeleti sistemi içinde bir kariyer mesleğidir. Bu mesleğe alımlarda, ceza adelet sistemi yöneticiliği (bizdeki adalet yüksek okulunun 4 yıllığı gibi, ama hukuk fakültesi değil), sosyoloji, psikoloji, infaz hukuku branşlarında eğitim alanlar tercih edilmektedir.

Amerikan yüksek eğitim sistemi içinde eğer penolog olmak veya ceza adalet sistemi içinde yer almak istiyorsanız, üniversite aşamasında, suç ve ceza, ıslah metodları, insan psikolojisi, cezalandırma yöntemleri ve bunların etkileri gibi alanlarda yandal çalışmak mümkündür.

Bir penoloğun, iletişim gücü iyi olmalı, her seviyeden ve türden insanla ilişki kurabilmeli, ani karar verebilme yeteneğine haiz olmalı ve  kompleks problemlere çözüm üretebilmelidir.

Penologların Ücretleri Ne Seviyededir?

Amerika'da penologlar yıllık ücretleri 41.000 ile 57.000 dolar arasında değişmektedir.

Aynı alanda çalışan diğer görevlilerle karşılaştırmak için aşağıdaki veriler dikkate alınabilir.
Cezaevi müdürleri tecrübelerine ve yönettikleri kurumun büyüklüğüne göre 43.000 - 100.000 dolar,

Ceza adelet sistemi içinde faaliyet yürüten parole memurları 39.000-40.500 dolar,

Gardiyanlar 20.000-35.000  dolar,

Cezaevi memurları 31.000-48.000 dolar almaktadır.

*Bu metnin hazırlanmasında
http://www.criminaljustice-schools-degrees.com
http://ezinearticles.com
http://www.allcriminaljusticeschools.com
http://www.ehow.com
internet sitelerinden faydalanılmıştır.

AMERİKADA CEZA ADALET SİSTEMİNDE GÖREV ALAN MESLEKLER

Amerika'da ceza adalet sisteminde görev alan, polis, CIA ajanı, hakim, savcı, penolog, avukat, cezaevi müdürü gibi tüm meslek grupları ile ilgili bir internet sitesi.

Bu sitede ceza adalet sisteminde faaliyet gösteren mesleklere ilişkin görev tanımları, bu alanlarda çalışanlarda aranan özellikleri, mezuniyet seviyeleri, aldıkları yaklaşık yıllık maaşlarına ilişkin bilgileri bulabilirsiniz.

Ceza adalet sisteminde yer alan meslek mensuplarının eğitimlerini aldıkları önlisans ve lisans seviyesinde eğitim veren tüm üniversitelere ilişkin ayrıntılı bilgiler ile uzaktan eğitimle tamamlanabilecek önlisans, lisans, master ve doktora eğitimi veren üniversitelerle ilgili bilgiler sitede ayrıntılı olarak yer alıyor.

Siteye ulaşmak içinLÜTFEN TIKLAYINIZ

8 Aralık 2014 Pazartesi

CEZAEVİ HİZMETLERİNİN ÖZELLEŞTİRİLMESİ

Başta Amerika olmak üzere kimi ülkeler cezaevlerini ya toptan yada infaz veya diğer hizmetleri özelleştirebiliyorlar. Türkiyenin bu konudaki durumunu değerlendiren bir makale içinlütfen tıklayın

7 Aralık 2014 Pazar

AMERİKADA UYGULANAN KARAKTER TEMELLİ DEĞER EĞİTİM VE ISLAH PROGRAMI

lütfen tıklayınCezaevlerinde değer eğitimi hususuna değinmiştir. Bu konuda Amerika'da uygulanan bir modele ilişkin PDF dökümana ulaşmak için

5 Aralık 2014 Cuma

SUÇLULARIN ISLAHI VE DEĞER EĞİTİMİ

Son yılların en popüler kavramlarından biri hiç şüphesiz değer eğitimi. Artık eğitimden sorumlu kamu idareleri, eğitim kurumları ve tabii ki ıslah faaliyeti yürüten cezaevleri bu konuya ciddiyetle eğilmekteler.

Değer eğitimi, Yasayan Değerler Eğitim Programı (YDEP) adı altında 1995 yılında Birleşmiş Milletlerin 50. yıl dönümü kutlamaları kapsamında uluslararası bir proje olarak uygulanmaya başlanmıştır. UNESCO'nun himayesinde oldukça geniş bir çerçevede uygulama alanı bulmuş ve bugün dünyanın hemen her ülkesinde ilk ve orta seviye eğitim kurumlarının müfredatlarına girmiş durumdadır.

Değer eğitimi, sevgi, saygı, adalet, demokrasi, hoşgörü gibi globalleşme ile birlikte gelen yalnızlık, bencillik, hoşgörüsüzlük gibi pekçok olumsuzluğun yıprattığı değerleri yeni nesillere kazandırmayı amaç edinmiştir.

Suçluların ıslahına değerler eğitiminin katkısı mümkün mü? Sorusunun cevabı da dünya genelinde aranmaktadır. Aslında bu sorunun cevabına kimse "hayır" diyememekte ancak büyük çoğunluğu yetişkin olan, tahliye sonrası kendini suça iten mekana ve ortama dönecek olan suçlulara bu değerler nasıl kazandırılmalı, nasıl bir yöntem izlenmeli ve sürdürülebilirlik nasıl sağlanmalı sorularına kimse açık, net tatmin edici cevaplar verememektedir.

Suç ve değer yargıları arasında bir ilişki olduğu kesindir. Sonuçta suçlu toplumun değer yargılarına onların önemsedikleri, kutsadıkları bir şeylere muhalif davranmıştır. Toplum bu nedenle suçluları istememekte, bir zamanlar acımasız bedeni cezalarla öldürdüğü suçluları şimdi şehirlerden uzak cezaevlerinde tutma çabasındadır. Peki toplum istemediği bu kişilere - ki kişiler de bunun farkında - o toplumun önemsediği değerler nasıl kazandırılacak?

Cezaevinde değer eğitimi çok uzun zamandır tartışılan bir hususdur. Suçluların değer düzeyinin tespitine ve nasıl istenen seviyeye getirilebileceğine ilişkin çalışmalar yapılmıştır. Örneğin Lucien Morin isimli Kanadalı bir yazar "Cezaevinde Değerler Eğitimi" isimli bir makaleyi 1979 yılında kaleme almıştır. Daha geriye gidildiğinde  Lombroso, Feri ve diğerleri de mahkumları değerler çerçevesinde incelemiş, mahkumların dindarlık düzeylerinden, cezaevi jargonuna kadar bir çok hususu dikkatlice gözlemleyip bu hususlarda çıkarımlarda bulunmuşlardır (bkz. Faruk Erem Adalet Psikolojisi).

Cezaevlerinde değer eğitimi uygulamaları veya değer esaslı ıslah uygulamalarına aşağıdaki örnekleri vermek mümkündür.

Amerika'da ömrünün son 30 yılını mahukmalara adayan ve Prison Angel olarak bilinen Rahibe Antonia'nın cezaevlerinde yaptığı sevgi temelli bir değer eğitim modelidir. Hakkında kitap ve makaleler yazılan ve belgeseller çekilen bu kadının başarısı, cezaevinde sevgi ve fedakarlık merkezli bir faaliyet yürütmesi, azılı suçlular olarak bilinen hedef kitlenin kalplerinde yaktığı sevgi meşalesidir.

Yine Amerika merkezli ve bu gün dünyada 130 civarında faaliyet gösteren Prison Fellowship İnternational'ın yürüttüğü cezaevlerinde ıslah faaliyetlerine katkı çalışmaları değer eğitimine gösterilecek diğer bir örnektir. Kilise merkezli bir dernek olup, Hristiyanlık'ın argumanları ile faaliyetlerini yürütmekle birlikte, ailesi cezaevinde bulunan mahkum çocuklarına yönelik Melek Ağacı programı, onarıcı adalet çalışmalarını temsil eden Restorative Justice programı, Ruanda'da katliama katılan suçlularla ailesi katledilenlerin barıştırıldığı Umuvumu Ağacı programı ve suçlularla mağdurları aynı ortamda toplayıp birbirlerini anlama çalışmalarının yürütüldüğü Çınar Ağacı programı ve diğer bir kısım çalışmalarını sadece İncil veya Hristiyanlık adına yürütülen faaliyetler olarak görmemek gerekir. Sayılan programlarda empati, sevgi, saygı, adalet, bağışlama, hoşgörü, yardımlaşma gibi pek çok değer davranışsal bir şekilde ortaya konularak suçlu, suçluların çocukları, mağdurlar ve cezaevi personelini kapsayıcı bir değer eğitimi çalışması yürütülmektedir.

İspanya'da Diagrama Fondaditon isimli vakıf bir kısım çocuk cezaevlerini yönetmektedir. Gerek vakfın internet sitesi gerekse bu vakıf ile ilgili yapılan çalışmalar göstermektedir ki, Avrupa'da cezaevi aşamasında suçlu çocuklar/ergenlerle en az sorun yaşayan, tahliye sonrasında geri dönüş oranı en düşük olan çocuk cezaevi yönetim sistemini bu vakıf temsil etmektedir. Başarısı ile Avrupa'nın pek çok ülkesine yayılması arasında doğrudan bir ilişki bulunmaktadır. Peki bunu nasıl başardı? Muhatabı anlama, ona değer verme, değerli olduğunu hissettirerek denilebilir. Sevgi, saygı, karşılıklı güven ve adalet değerlerinin yaşanarak öğretilmesi.

Türkiye cezaevlerinde de değer eğitimi 2014 yılı başından bu yana ıslah faaliyetlerinin bir parçası olarak uygulanmaktadır. Değer eğitiminin suçluların ıslahına ne ölçüde katkı sağladığı ve hedeflenen kazanımlardan ne kadarına ulaşıldığı hususları tabii ki zamanla ortaya çıkacaktır.

Cezaevlerinde değer eğitimi için nereden başlanmalı sorusuna Lucien Morin'in "filantropist eğitimciler" tespitine katılmaktayız.

Bu konunda çocuk cezaevlerinde bulunan madde bağımlısı ergenlere yönelik seminer veren bir gönüllünün "Bu çocuklarda müthiş bir öfke var, annesine, babasına, ona karşı ilk suç işleyene, onu ilk suça itene, kendine suç işletip dışarda gezene, zengine, fakire, cezaevinde onu yokluğa terk edenlere ve tüm topluma, öncelikle bunun keşfi gerekiyor ve bu öfkenin sevgi, sevmek, sevilmekle söndürülmesi gerekiyor" sözü sanırım nereden başlanılması gerektiği yönünde bir fikir oluşturacaktır.

4 Aralık 2014 Perşembe

CEZAEVLERİNDE EĞİTİM -Lucien Morin

Cezaevlerinde yürütülen ıslah faaliyetlerinin en önemli ayağı hiç şüphesinin eğitim faaliyetleridir. Kanada ıslah faaliyetlerinde başarılı bulunan ülkeler arasındadır.
Lucien Morin tarafından 1981 de derlenen bu eser cezaevlerindeki eğitim faaliyetlerini çok yönlü olarak ele almış. Kitapta yazarın kendine ait makaleler olduğu gibi başka yazarlarında makalelerine de yer verilmiş.
Kitapta Kanada cezaevlerinde yürütülen ıslah sistemi, eğitim faaliyetleri, cezaevlerinin kurumsal olarak ıslaha nasıl katkı sağlayabileceği hususlarına yer verilmiş.
Eserdeki makalelerde Kanada özelinde durularak oraya bağlı kalınmamış, ideale ilişkin tartışmalara da yer verilmiş.
Cezaevinde değerler eğitimi, moral değerler, mahkumlarda adalet ve demokrasi bilincinin geliştirilmesi gibi bir çok husus bu kitapta yer almaktadır.
Kitaba ulaşmak için lütfen tıklayınız.


3 Aralık 2014 Çarşamba

CEZAEVLERİ VE CEP TELEFONLARI

Cezaevlerinin en büyük problemlerinden biri hiç kuşku yok ki cep telefonlarıdır. Cep telefonu özellikle örgütlü suçlarda örgütlerin içerden yönetiminde büyük sorun oluşturmaktadır. Hele günümüzde akıllı telefon teknolojisi ile özellikle terör suçlarında dev bir kütüphaneyi doldurabilecek örgütsel döküman küçücük bir sd kart ile cezaevine girebilmektedir.
Bizde ve bütün dünyada olduğu gibi Amerika da bu konuya eğilmiş ve çok güzel bir çalışma ortaya koymuş. Cep telefonlarına engel olunamıyorsa onlar nasıl izlenebilir? Bu telefonlardan kurum içindeki usulsüzlüklerden, kurum dışını etkileyen suçların takibine kadar nasıl faydalanılabilir? Hangi teknoloji buna imkan veriyor? İstatistiklerle ve güzel bir sunumla ortaya koymaya çalışmışlar. Ulaşmak için lütfen tıklayın

PENOLOJİ NEDEN ÖĞRENİLMELİDİR

Daha önceki yazılarımızda penolojinin tanımına, öne çıkan özelliklerine değinmiştik. Bu kez Penoloji bilimini öğrenmenin, ceza, infaz ve ıslah konularına bir bütünlük içinde bilimsel gözle bakmanın neden gerekli olduğuna dair fikirlerimizi beyan etmek arzusundayız.

Penoloji neden öğrenilmelidir? sorusunun cevabını aramaya bu bilimden beklenen nedir? sorusunu sorarak başlamak yerinde olacaktır. Dünyanın dün olduğu gibi bu gün de mücadele ettiği en önemli sorunlardan biri de suç ve suçlulukla mücadeledir. Suçluluğu kesinleşmiş, suç işlediği sabit olan ve artık toplum içinde ıslahı da mümkün olmayan kişiler, kapalı ve en güvenli mekanlardan biri olan cezaevlerine kapatılacaktır. Bu aşamada cezaevinden ve penologlardan beklenen iki temel husus vardır. Birincisi suçluyu cezaevinde tutarak toplumu korumak, ikincisi onu ıslah ederek tahliye sonrasında toplumla uyumlu ve artık suç işlemeyen bir kişiliğe bürünmesini sağlamaktır. Bu bağlamda penoloji öğrenmenin neden gerektiği sorucunun cevaplarını bu bakış açısı ile tespit etmeye çalışacağız.


SUÇ POLİTİKALARI AÇISINDAN

Suçlunun cezalandırılması ve ıslahı onu tanımadan mümkün değildir. Hangi eylemin suç olarak tanımlanacağı ilk çözülmesi gereken sorun, ikincisi ise bu suçun karşılığı ceza ne olmalıdır. Bütün bunlardan sonra bu suçluda nedamet duygusu nasıl oluşturulmalı ve yeniden suç işlememesi için nasıl ıslah edilmedir sorusu gelmektedir. Türkiye'de 2005 yılında ceza kanunuda yapılan değişiklikle devlet uyuşturucu kullanma eylemine bakış açısını , doğrudan hapis cezası ile karşılanması gerektiren bir eylem olarak değil, ilkin tedavi veya denetimle çözülmesini başka çare kalmazsa cezalandırma yöntemine başvurulması gereken bir eylem olarak görmüştür. İşte bu ve benzeri yaklaşımların geliştirilmesinde penoloji biliminin verileri büyük önem taşımaktadır. Bir eylemi suç olarak tanımlayıp cezalandırmak sorunu çözmemekte, gerçekten suç mu? cezalandırılması gerekiyor mu? neticede ne elde edildi? sorularına cevap aranmalıdır.


CEZALANDIRMA POLİTİKALARI AÇISINDAN

Ondokuzuncu yüzyıldan itibaren hapis cezaları yaygın olarak uygulanmış olup bugün gelinen noktada idam cezası -ki çok az ülkede uygulanmaktadır - dışında yegane cezalandırma yöntemi hapis cezasıdır. Hapis cezalarana ilişkin infaz rejimlerinin şekillendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Cinsiyete, yaşa veya beden engeline göre infaz yöntemlerinin belirlenmesinin yanında suçlunun tehlikelilik hali ve uslanmaz tutumları ile ıslahdaki gayreti de dikkate alınmalıdır. Hangi suç için ne kadar uzun süre hapis cezasının çektirileceği tek kriter kabul edilmemeli, suçun niteliği, cezalandırma yöntemi, münferit odada tutulması gerekip gerekmediği, kurum imkanlarından infazın hangi devresinde ve ne ölçüde faydalanacağı, suçlar farklı olmakla birlikte sonuç ceza süreleri aynı olan kişilerin aynı yöntemle mi cezalandırılacağı, cezaların ve ıslah yöntemlerinin kişiselleştirilmesi ölçütlerinin tespiti penoloji bilimi tarafından uzmanlıkla ve mukayeseli olarak değerlendirilmelidir. Bütün bunların yanında yasa koyucuların konjonktürel olarak suç ihdası, ceza artırım veya azaltım, af ve örtülü af uygulamaların cezalandırma ve ıslah uygulamalarına etkisi bilimsel bir gözle bakılmadan anlaşılamayacaktır.
Ülkemizde geçmiş dönemlerde uygulanan genel af uygulamaları, son zamanlarda çıkarılan örtülü af olarak değerlendirilen uygulamalara ilişkin ön çalışmalar ve dönüşler bilimsel olarak ortaya konmuş mudur? Ortaya konulmuş ise öngörüler tutmuş mudur? Af yöntemleri ile tahliye edilenlerden ne kadarı -cezası az veya çok- tekrar suç işlemiştir? Penoloji biliminin verilerinden ne ölçüde faydalanılmıştır? Soruları cevap beklemektedir. Bütün bu sorulara Penoloji biliminin penceresinden bakılmalıdır.

SOSYAL POLİTİKALAR AÇISINDAN

Dostoyevski cezaevlerini içinde canlılar olmasına rağmen "ölüler evi" olarak niteler. Bu tanımlama farklı bakış açılarıyla tenkid edilebilir ancak bir gerçek var ki cezaevleri toplum içinde halledilemeyen sorunların son çözüm yeridir. Cezaevleri kimi zaman gerçekten çözüm kapısı ancak çoğu zaman sorunun üzerine sünger çekme yeri olarak kullanılmaktadır. Lombroso'nun doğuştan suçluluk teorisi artık terk edilmiş, kişinin bireysel ruhsal sağlığı ile ilgili sorunları, anne baba tutumu ve yetişme ve yaşama ortamı bir bütün olarak ele alınmakta, kişinin suçu işleme nedenleri, suça sürüklenme süreci esaslı bir şekilde değerlendirilmektedir.

Suç ve suçlulukla mücadelede toplumsal unsurlar ciddiyetle dikkate alınmakta, suçları önleyici sosyal politikalara büyük ağırlık verilmektedir. Sosyal politikaların belirlenmesinde suçlardaki artış, suçluların eğilimleri, suç ve suçlu üreten bölgelerin tespiti, suçlu profillerindeki değişiklikler dikkatle izlenmektedir. Penoloji bilimi burada kendini göstermekte, toplum içinde ıslah edilemeyen bu bireylerle ilgili, neden dış dünyaya tutunamadı, suç işledi, suçe sürükleyen sürecin aktörleri kimlerdi ve bu aşamadan sonra artık nasıl cezalandırmalı ve ıslah edilmeli? sorularına cevap arar. Penoloji bu gayreti gösterirken ve çözüme ulaşırken ve elde ettiği bulguları ortaya koyarken, sormuş olduğu nedenler ve nasıllara ilişkin bir çok soru, suç ve suçluluk temel çalışma alanları olan sosyoloji, kriminoloji, psikoloji ve hukuk bilimlerine kaynak sağlayacaktır. Penoloji aynı zamanda tüm suçlular hakkında ulaştığı bilgilerin verilere dönüştürülmesi ile sosyal politikaların belirlenmesinde kamu otoritelerinin ihtiyaç duydukları bir çok veriyi de sağlamış olacaktır.

CEZAEVİ YÖNETİCİLİĞİ AÇISINDAN

Cezaevi yöneticisine ilişkin Alman Ceza Hukuku Profesörü Frans Von Listzt "Mahkeme hükmüne muhteva ve önemi verdirecek yargıç olmayıp, cezaevi müdürüdür. Kanunda tanımlanan platonik ceza tehditlerine kuvvet ve hayatiyet verecek kanun yapıcı değil cezaevi müdürüdür." sözü meseleye ışık tutmaktadır.
Dünya genelinde 10 milyondan fazla insan insan cezaevlerinde barındırılmaktadır. Mahkumların aileleri ve cezaevi çalışanları da hesaba katıldığında ceza infaz sürecinden etkilenen rakam 100 milyonu bulmaktadır. Suçlunun cezalandırılması yoluyla adalet bekleyen mağdurlar hesaba katıldığında bu rakam çok daha büyümektedir. Nüfusu 100 milyon olan ülke sayısı iki elin parmaklarını geçmez iken bu sayıdaki insanın cezaevi ile ilintili olması sorunun büyüklüğünü ve cezaevi idareciliğinin ne denli önemli olduğunu ortaya koymaktadır.
Cezaevi yöneticiliği insan kaynakları yönetimi, güvenlik, sağlık, eğitim ve ticaret gibi bir çok alanla temas halindedir. 1000 kişilik bir cezaevinde kadın, erkek, yaşlı, çocuk, akıl hastası, görme, duyma, bedensel engelli gibi ihtiyaçları ve sorunları çok farklı bir çok mahkum bulunmakta, okuma yazma kursuna gidenle doktora yapan mahkumlar aynı cezaevinde buluşabilmektedir. Eğer bir cezaevinde işyurdu faaliyetleri de yürütülüyor ise, mal kabulünden, pazarlamaya, mahkumlara meslek eğitiminden onların iş sağlığı ve güvenliği altında çalıştırılmalarına kadar bir çok konu gündeme gelmektedir.
Cezaevi yöneticilerinin taşımaları gereken vasıflar, ihtiyaç duydukları meslek öncesi ve içi eğitim içeriğinin tespiti, çalışma esas ve usullerinin belirlenmesi, iyi uygulama örneklerinin yaygınlaştırılması ve hayata geçirilmesi, insan kaynaklarının niteliğinin tespiti ile bu kaynakların etkin ve verimli bir şekilde yönetimleri hususlarında penoloji bilminin verilerine ve yol göstericiliğine ihtiyaç duyulmaktadır.