TCK
58/9 Maddesinin Terör Suçları Dışında Uygulanması Sorunu
SORU:
Hem örgüt üyeliği hem de kamu kurumları aleyhine dolandırıcılık
suçlamasıyla tutuklu olarak yargılanan ............. hakkında yerel mahkeme,
örgüt üyeliği suçundan 10 yıl mahkumiyet kararı verdi. Bunun yanı sıra (KPSS
nedeniyle) Kamu Kurumu Aleyhine dolandırıcılık suçundan da 3 YIL 1 AY 15 GÜN
HAPİS VE 327.400,00-TL ADLİ PARA CEZASIYLA CEZALANDIRILMASINA karar
verilmiştir.
Yargıtay örgüt üyeliği cezasını yüksek ceza gerekçesiyle bozmuş fakat
dolandırıcılık suçunu aynen onamıştır. Kesinleşen ceza nedeniyle infaz
savcılığı cezanın nasıl çektirileceği karar metninde belirtilmediği için yerel
mahkemeye görüş sormuştur. Yerel mahkeme bu konuda;
‘’Her ne kadar kararın hüküm fıkrasında belirtilmemiş olsa da hükümlünün
işlediği sabit bulunan dolandırıcılık suçunun sanığın terör örgütü mensubu olup
dolandırıcılık suçunun örgüt kapsamında işlenmiş olduğu sabit olduğundan
hükümde belirtilmeyen Türk Ceza Kanunu'nun 58/9 maddesi gereğince sanığın terör
örgütü mensubu olup dolandırıcılık suçunun örgüt kapsamında işlenmiş olduğu
anlaşıldığı gözönüne alınarak hükmolunan cezanın MÜKERRİRLERE ÖZGÜ İNFAZ
REJİMİNE GÖRE ÇEKTİRİLMESİ ve ayrıca sanık hakkında cezanın infazından sonra
DENETİMLİ SERBESTLİK TEDBİRİ UYGULANMASI hususu göz önüne alınarak mevcut
duraksamanın giderilmesi için gereği bilgilerinize rica olunur.’’ Şeklinde cevap vermiştir. Bu
durumda infaz karanın kesinleşme tarihinden itibaren dolandırıcılık suçunun
infazının bu kapsamda çektirilmesine karar vermiştir.
Sorular:
1- ACM nin görüşünde
herhangi bir isabetsizlik var mıdır?
2- Dolandırıcılık suçunun
infazının bu şekilde çektirilmesi doğru mudur?
3- Müddetname ye karşı
süresiz itiraz hakkı olduğundan bu kanuda nasıl bir itirazda bulunulabilir?
4- Başka neler yapılabilir?
GÖRÜŞ:
Örgütlü suçlarda cezanın infazının nasıl yapılacağı Ceza ve Güvenlik
Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun (CGTİHK) 107/4 maddesinde düzenlenmiştir.
TCK 58/9 maddesi “(9) Mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın
infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin, itiyadi suçlu, suçu meslek
edinen kişi veya örgüt mensubu suçlu hakkında da uygulanmasına hükmedilir“
CGTİHK 108 maddesine göre mükerrirlere özgü infaz rejiminde infaz süresinin
hesabı 2/3 yerine ¾ olarak uygulanır.
3713 sayılı yasa kapsamındaki suçlar 3713
sayılı yasanın 3. ve 4. Maddesinde sayılmıştır. Bu düzenleme bu suçlarla
ilgilidir. Soruya konu olan dolandırıcılık suçu terör suçu değilldir.
SORULARA
CEVAPLAR
1- ACM nin görüşünde herhangi bir isabetsizlik var mıdır?
Savcılık her ne kadar infazda tereddüt nedeniyle ACM’den görüş istemiş ise
de, ortada tereddüt yoktur. Çünkü şahıs mükerrir değildir. Derecattan geçen
mahkumiyet kararında bu husus aleyhe temyiz ve aleyhe bozma gerekçesi
yapılmamıştır.
TCK 58/9 maddesinin uygulamasının sağlanabilmesi için mahkumiyet kararında,
mahkemenin bu konuda bir irade beyan etmesi gerekirdi. Eğer gerekçeli kararda
yer almamışsa bu durumda uygulaması söz konusu olmaz. Çünkü mahkum aleyhine bir
durum yaratmaktadır. Cezayı artırmaktadır. Karar derecattan geçip, ceza
kesinleştikten sonra fazla ceza infazı gündeme gelmiştir. Kesin hüküm etkisi,
kazanılmış hak, cezanın belirliliği, öngörülebilirliği ilkeleri çiğnenmiştir.
Bu hukuken bu görüşe/uygulamaya karşı itiraz edilmeli, AİHM’ne kadar gidilmelidir.
TCK 58/9 maddesi “örgüt mensubu suçlu” ifadesini kullanmaktadır. Kanunun
yorumunda sanık aleyhine ve hak kaybına netice verecek şekilde bir uygulama
yapılamaz. Örgüt mensubunun işlediği diğer suçlar denilmemektedir. Somut olayda örgüt mensubiyetinden ceza
kesinleşmemiştir. Mahkemenin ve savcılığın bu şekildeki kabulleri masumiyet
karinesinin ihlalidir.
Yukarıda da belirtildiği üzere 3713 sayılı yasanın 17. Maddesi her ne kadar
terör suçlarının cezasının infazını ¾ olarak belirlemiş ise de, dolandırıcılık
suçları 3713 sayılı yasanın 3 ve 4. Maddesinde sayılmamıştır. Bu yüzden bu
kapsamda değerlendirilemez.
Sonuç olarak ACM’nin kararı/görüşü isabetsizdir.
2- Dolandırıcılık suçunun infazının bu şekilde çektirilmesi doğru mudur?
CGTİHK md. 107/4’de açıkça “örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçtan
dolayı mahkumiyet halinde” cezanın 2/3 oranında infaz edileceği düzenlenmiştir.
Her ne kadar ilgili mahkum hakkında örgüt suçundan kesinleşmiş mahkumiyet söz
konusu olmasa da, mahkemenin ve savcılığın bu yöndeki kabulüne rağmen 2/3
şeklinde infaz yapılmalıdır.
Ayrıca ortada infaza gelen kesinleşmiş tek mahkumiyet dolandırıcılık
suçundandır. Bu suçun cezası genel infaz rejimine tabidir. Bu suçun infazı bir
varsayıma dayanılarak ¾ infaz edilemez.
3- Müddetname
ye karşı süresiz itiraz hakkı olduğundan bu kanuda nasıl bir itirazda
bulunulabilir?
Müddetnameye karşı, yukarıda belirtilen gerekçelerle, kesinleşmiş
mahkumiyet kararında belirtilmeyen bir husus nedeniyle görüş bildirilerek
sonradan ceza artırılamaz.
4- Başka neler yapılabilir?
Terör suçları dışında kalan mahkumiyet cezalarında TCK 58/9 maddesinin
uygulanmasına karar verilip verilmediği takip edilmeli. Bu konular mutlaka
temyiz gerekçesi yapılmalı, onama halinde bu hususlar baştan AYM-AİİHM’ne kadar
taşınmalıdır.
DOLANDIRICILIK NEDENİYLE VERİLEN PARA CEZALARININ İNFAZI HUSUSU
Bu konudaki diğer bir konu dolandırıcılık suçlarından verilen onbinler
hatta yüzbinlerce liralık para cezalarının infaz prosedürüdür.
Bu konu 5275 sayılı yasanın 106. Maddesinde düzenlenmiştir.
Düzenlemedeki esaslara göre hükümlü kişi cezaevinde ise vasisine, dışarıda
ise kendisine para cezasını ödemesi için tebligat gönderilecektir. Kişi
öncelikle cezayı ödemek zorundadır. Ödeyemeyecek ise ceza kamu hizmeti cezası
olarak çektirilecektir. Eğer bu da olmazsa cezanın infazı açık cezaevinde
gerçekleştirilecektir. Kişi açık cezaevinde en fazla 3 yıl tutulacaktır. Para
cezasından arta kalan kısım olursa bu amme alacaklarının infazı hakkında kanun
hükümlerine göre tahsil edilecektir.
Kişi cezaevinde ve tebliğ kendisine yapılmışsa, tebligatı gönderen
savcılığa derhal dilekçe ile başvurarak tebligatın vasisine yapılmasını talep
etmelidir. Yine vasi de kendisi durumdan haberdar olursa savcılığa başvurarak
tebligatın kendisine yapılmasını isteyecektir. Vasi mahkumun cezavinde
olduğunu, para cezasını ancak çıktıktan sonra çalışarak, borç bularak veya
kredi çekerek ödeyebileceğini, ödeyemezse de cezanın kamu hizmeti olarak infaz
edilmesine hazır olduğunu ifade eden bir dilekçe vermelidir.