13 Ocak 2022 Perşembe

GÖZALTINDA VE CEZAEVİNDE ÇIPLAK ARAMA


KOLLUKTA ÇIPLAK ARAMA

Kollukta çıplak arama ile ilgili düzenleme Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliğinin 28. maddesidir.

Maddenin ilgili bölümü şu şekildedir.

"Kişinin kanunlara göre izin verilmeyecek bir şeyi taşıdığına ilişkin makul şüphenin bulunması ve aramanın amacına başka türlü ulaşılamaması hâlinde, üst araması aşağıda belirtilen şekilde giysiler çıkartılmak suretiyle yapılabilir:

a) Arama yapılmadan önce, bu aramayı yapmanın neden gerekli görüldüğü ve nasıl yapılacağı, o birimde görevli en üst kolluk âmiri tarafından ilgiliye bildirilir.

b) Arama, aynı cinsiyetten görevliler tarafından yapılır; arama işlemi kimsenin görmemesini sağlayacak tedbirler alınarak gerçekleştirilir.

c) Arama, kişinin utanma duygusunu en az ihlâl edecek bir şekilde yapılır; önce bedenin üst kısmındaki giysiler çıkarttırılır; bedenin alt kısmındaki giysiler, üst kısmındaki giysiler giyildikten sonra çıkarttırılır. Bu giysiler mutlaka aranır.

d) Arama sırasında bedene dokunulmaması için gerekli özen gösterilir.

e) Arama, mümkün olduğunca kısa bir süre içinde bitirilir.

Yapılan aramanın neticesinde bir suça ilişkin iz, eser, emare ve delil elde edilirse, kişi yakalanır.

Bu maddede yazılı işlemler gece de yapılabilir."

 

CEZAEVİNDE ÇIPLAK ARAMA

Cezaevlerinde yapılacak olan aramalar

Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi İle Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmelik’de düzenlenmiştir.

 

Hükümlü Ve Tutukluların Aranması

Arama, güvenlik tatbikatı ve sayım

MADDE 34- (1) Kurumlarda, oda ve eklentilerinde, hükümlünün üst ve eşyasında habersiz olarak her zaman arama yapılabilir. Kurumun tamamında her ay bir kez mutlaka arama yapılır. Oda ve eklentilerinde yapılacak aramalarda bir hükümlü hazır bulundurulur.

(2) Hükümlünün üzerinde, kuruma sokulması veya bulundurulması yasak madde veya eşya bulunduğuna dair makul ve ciddi emarelerin varlığı ve kurum en üst amirinin gerekli görmesi hâlinde, çıplak olarak veya beden çukurlarında aşağıda belirtilen usullere göre arama yapılabilir:

a) Çıplak arama, hükümlünün utanma duygusunu ihlâl etmeyecek şekilde ve kimsenin görmemesini sağlayacak tedbirler alınarak gerçekleştirilir.

b) Arama sırasında önce bedenin üst kısmındaki giysiler çıkarttırılır, bedenin alt kısmındaki giysiler üst kısmındaki giysiler giyildikten sonra çıkarttırılır. Bu giysiler de mutlaka aranır.

c) Çıplak arama sırasında bedene dokunulmaması için gerekli özen gösterilir. Aranan kişinin beden çukurlarında bir şeyin bulunduğuna dair makul ve ciddi emarelerin bulunması hâlinde öncelikle, hükümlüden madde veya eşyanın kendisi tarafından çıkartılması istenir, aksi hâlde bunun zor kullanılarak gerçekleştirileceği bildirilir. Beden çukurlarındaki arama, cezaevi tabibi tarafından yerine getirilir.

ç) Çıplak olarak arama, mümkün olan en kısa süre içinde bitirilir.

(3) Beden ve üst aramaları aynı cinsiyetten güvenlik ve gözetim görevlileri tarafından yapılır.

(4) Aramalar, gerektiğinde dış güvenlik görevlileri veya kolluk kuvvetleriyle ya da diğer kamu görevlilerince ortaklaşa gerçekleştirilebilir.

(5) Kurum en üst amiri, Cumhuriyet başsavcısına bilgi vermek suretiyle önceden hazırlanan olağanüstü hâl planlarına göre kurumun fiziksel özelliği ve mevcudunu değerlendirerek, yılda en az iki kez olmak üzere uygun gördüğü zamanlarda diğer kamu görevlilerinin katılımıyla; isyan, firar, yangın ve benzeri olaylara karşı tatbikat yaptırır.

(6) Sayımlar, 10 uncu maddede belirtilen görevliler tarafından, dörtlü vardiya hizmetinin uygulandığı kurumlarda sabah, akşam ve gece olmak üzere günde üç kez, diğer vardiya hizmetlerinin uygulandığı kurumlarda ise her vardiya değişiminde yapılır.

(7) İdare tarafından uygun görülmesi durumunda, her zaman sayım yapılabilir. Olağanüstü durumlarda, kurum en üst amirinin talebi, Cumhuriyet başsavcısının oluru ile dış güvenlik görevlileri sayımlara katılabilir.

(8) Sayımlar, yatma planları da göz önünde bulundurularak odalarda yapılır. Sayımın yapılış şekli, kurum güvenliğini tehlikeye düşürmeyecek biçimde odada bulunan hükümlülerin sayısı dikkate alınarak idare tarafından belirlenir.

(9) Arama ve sayımlar sırasında insan onuruna saygı esastır.

(10) Elektronik ortamda sayım gerçekleştirilen kurumlarda Bakanlıkça belirlenecek esaslar uygulanır

ZİYARETÇİLERİN ARANMASI

Ziyaretçilerin aranmasına ilişkin düzenleme 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’da düzenlenmiştir.

 

Ziyaret ve görüşlerde uyulacak esaslar

 

Madde 86

(1) Kapalı ve açık ceza infaz kurumlarına ziyaret veya görüşe gelen resmî heyet ve özel kişiler, kurum güvenliğini tehlikeye sokacak davranışlarda bulunamaz, kurum güvenliği için alınan ve uygulanan yasal ve idarî tedbirlerin değiştirilmesini isteyemezler.

(2) Kurumun düzen ve güvenliğini, hükümlülerin sağlığını bozabilecek nitelikteki eşya ve maddeler ile her türlü iletişim araçları ve taşıma izin belgesi olsa da silâhlar kuruma sokulamaz. Ziyaret ve görüşlerde hükümlülere para, kıymetli evrak ve eşya verilemez.

(3) Kurum görevlileri ve dış güvenlik görevlileri dahil olmak üzere, sıfat ve görevi ne olursa olsun, ceza infaz kurumlarına girenler duyarlı kapıdan geçmek zorundadır. Bu kişilerin üstleri metal dedektörle aranır; eşyaları x-ray cihazından veya benzeri güvenlik sistemlerinden geçirilir, ayrıca şüphe hâlinde elle aranır. Bu cihazların bulunmadığı yerlerde arama ve kontrol elle yapılır. Ancak milletvekilleri, mülkî amirler, hâkim, Cumhuriyet savcıları ve bu sınıftan sayılanlar, avukatlar, noterler, ceza infaz kurumları ve tutukevleri kontrolörleri, izleme kurulu başkan ve üyeleri, uluslararası sözleşmelerle yetkileri tanınmış kişi ve kuruluşların temsilcileri, ceza infaz kurumu ve tutukevi koruma birlik komutanı ile kurum müdürünün üstleri ağır cezayı gerektiren suçüstü hâlleri dışında elle aranamaz. Duyarlı kapı cihazının ikazının sürmesi hâlinde bu kişiler ancak, elle aramayı kabul ettikleri takdirde kuruma girebilirler. Ziyaret yerleri de ziyaret öncesi ve bitiminde aranır.

(4) Ceza infaz kurumlarına giren avukatlarca savunmaya ilişkin olduğu yazılı olarak beyan edilen belge ve dosyalar incelemeye tâbi tutulmaz.

(5) Konusu suç teşkil etmemekle birlikte ceza infaz kurumlarına sokulması yasak olan her türlü eşya, çıkışta sahibine verilmek üzere idare tarafından muhafaza altına alınır.

(6) Hükümlüler, odalarından çıkış ve dönüşlerinde ayrı yerlerde ve farklı memurlarca üst ve eşya aramasına tâbi tutulurlar.

(7) Aramalarda insan onuruna saygı esastır.

(8) Ziyaret ve görüşlerde kurallara uymayan heyet ve kişilerin ziyaret ve görüşmeleri sürdürmelerine derhâl son verilir. Suç oluşturan davranışlar, ilgili idarî ve adlî makamlara bildirilir. Görüşme hakkına sahip özel kişilerin kurum güvenliğinin korunması amacıyla alınan tedbirlere aykırı davranışları ve istekleri nedeniyle görüşme hakları, kurumun en üst amirince bir aydan bir yıla kadar kısıtlanabilir. Mevzuatın avukatlar bakımından getirdiği hükümler saklıdır.

 

ULUSLARARASI BELGELER

Bu bölümde Medeni Ve Siyasi Haklar Sözleşmesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine yer verilmemiştir. Konu ile ilgili hususi metinlere ulaşılmaya çalışılmıştır.

1- MAHPUSLARA MUAMELEYE DAIR BIRLEŞMIŞ MILLETLER ASGARI STANDART KURALLARI[1]

(NELSON MANDELA KURALLARI)

Mahpusların ve hücrelerinin aranması

Madde 50

Mahpusların üst ve hücrelerinin aranmasına yön veren yasa ve düzenlemeler, uluslararası hukuk uyarınca üstlenilen yükümlülüklere uygun olur ve hapishanelerde güvenliği sağlama ihtiyacını göz önünde tutarak, uluslararası standart ve normları dikkate alır. Aramalar, insanlık onuruna ve aranılanların mahremiyetine saygılı olacak şekilde ve aynı zamanda ölçülülük, yasallık ve gereklilik ilkeleri çerçevesinde yürütülür.

Madde 51

Aramalar, rahatsız etme, göz korkutma ya da mahpusun mahremiyetine gereksiz yere müdahale etmek için kullanılamaz. Hesap sorulabilmesi amacıyla hapishane idaresi, özellikle soyma ve beden boşluklarının aranması ile hücre aramaları için arama gerekçesi, gerçekleştirenlerin kimliklerini ve arama sonuçlarını içeren uygun arama kayıtları tutar.

Madde 52

1. Soyma ve beden boşluklarının aranması dahil rahatsız edici aramalara, ancak mutlak bir gereklilik söz konusuysa başvurulur. Hapishane idaresi, rahatsız edici aramalara uygun seçenekler geliştirmek ve kullanmak konusunda teşvik edilir. Rahatsız edici aramalar, özel olarak ve mahpusla aynı cinsiyete sahip eğitimli görevliler tarafından yürütülür.

2. Beden boşluğu araması sadece yetkili sağlık görevlileri tarafından veya bunlardan başka, öncelikle mahpusların bakımı ile sorumlu ya da en azından hijyen, sağlık ve güvenlik standartları ile ilgili bir sağlık çalışanı tarafından uygun şekilde eğitilmiş görevlilerce yürütülür.

 

AVRUPA KONSEYİ BAKANLAR KOMİTESİ'NİN ÜYE DEVLETLERE AVRUPA CEZAEVİ KURALLARI HAKKINDA REC (2006) 2 SAYILI TAVSİYE KARARI[2]

Arama ve Kontroller

54.1. Personelin, aşağıda sayılan yer ve kişilerin üzerinde arama yaparken uymak zorunda olduğu detaylı prosedürler olmalıdır.

a. Mahpusların yaşadığı, çalıştığı ve toplandığı her yer;

b. Mahpuslar;

c. Ziyaretçiler ve onların eşyaları;

ve

d. Personel

54.2. Bu tür aramaların gerekli olduğu durumlar ve aramaların biçimi ulusal mevzuatta belirtilmelidir.

54.3. Personele, aradıkları kişilerin insan onuruna ve kişisel eşyalarına karşı saygılı davranmak suretiyle, herhangi bir firar veya suç eşyası gizleme teşebbüsünü ortaya çıkaracak ve önleyecek şekilde arama eğitimi verilmelidir.

54.4. Aranan kişiler, arama yöntemleri nedeniyle küçük düşürülmemelidir.

54.5. Kişiler sadece hemcinsleri olan personel tarafından aranmalıdır.

54.6. Mahpusların vücut boşluklarındaki aramalar cezaevi personelince yapılmamalıdır.

54.7. Arama esnasında, mahrem yerler ile ağız, burun ve kulak içinde yapılacak inceleme sadece doktor tarafından yapılmalıdır.

54.8. Araştırma teknikleri veya personele yönelik potansiyel tehlike buna engel değilse, şahsi eşyaları aranırken mahpuslar da hazır bulundurulmalıdır.

54.9. Cezaevinin emniyet ve güvenliğinin sağlanması zorunluluğu ile ziyaretçilerin özel yaşamına saygı arasında denge kurulmalıdır.

54.10. Yasal temsilciler, doktorlar, sosyal çalışanlar vb. gibi uzman ziyaretçilerin aranmasına ilişkin prosedürler, kurum emniyet ve güvenliği ile özel mesleki giriş hakkı arasında bir denge sağlanması için onların meslek kuruluşlarıyla anlaşmaya varılarak düzenlenmelidir.

 

YÜKSEK MAHKEME KARARLARI

 

ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARI

Anayasa Mahkemesi çıplak arama ile ilgili vermiş olduğu kararlarında aşağıdaki temel kriterleri benimemiştir[3].

Örnek kararlardan biri aşağıda yer almaktadır:

Mahir Birgül, B. No: 2017/37181, 13/10/2020

Çıplak arama yapılması hükümlü ve tutuklular açısından tek başına kötü muamele yasağını ihlal eden bir durum olarak değerlendirilemez. Nitekim bu tür bir aramayla ceza infaz kurumlarının güvenliğinin sağlanması, hükümlü ve tutukluların kurum içinde kendilerine, diğer hükümlü/tutuklara ve infaz koruma memurlarına zarar verecek veya suç oluşturacak uyuşturucu maddelerin, kesici ve delici aletlerin sokulmasının engellenmesi amaçlanmaktadır (Turan Günana (5), §§ 64, 65; Mahir Birgül, B. No: 2017/37181, 13/10/2020, § 40).

5275 sayılı Kanun'un 21. maddesi ceza infaz kurumlarına yerleştirilen hükümlü ve tutukluların kuruma giriş işlemleri esnasında üst aramalarının yapılacağını düzenlemiştir. İnfaz Tüzüğü'nün 46. maddesi de aramanın ayrıntılarını belirleyerek çıplak arama uygulamasının koşullarını ve uygulanma biçimini ortaya koymuştur  (Mahir Birgül, § 41).

Bununla birlikte çıplak arama usulü ve sıklığı kötü muamele yasağının ihlal edilmesine sebebiyet verebilir. Çıplak arama usulünün beraberinde getirdiği kaçınılmaz rahatsızlık seviyesini aşacak şekilde yapılan uygulamanın bireyin aşağılanması ya da küçük düşmesine sebebiyet vermesi hâlinde kötü muamele yasağının ihlal edilmesi sonucunu doğurabilecektir  (Mahir Birgül, § 42).

Bir muamelenin Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasının kapsamına girebilmesi için asgari bir ağırlık derecesine ulaşmış olması gerekmektedir. Bu asgari eşik göreceli olup her olayda asgari eşiğin aşılıp aşılmadığı somut olayın özellikleri dikkate alınarak değerlendirilmelidir. Bu bağlamda muamelenin süresi, fiziksel ve ruhsal etkileri ile mağdurun cinsiyeti, yaşı ve sağlık durumu gibi faktörler önem taşımaktadır (Tahir Canan, § 23; Mahir Birgül, § 43). 

Anayasa Mahkemesince çıplak arama ile ilgili daha önce incelediği benzer başvurularda (Mehmet Bayraktar, B.No: 2014/2316, 15/2/2017; Elif Kaya, B.No: 2014/266, 6/4/2017), hükümlü veya tutukluların aynı cinsiyetten personel tarafından arandığı, çok sık arama yapılarak aramanın rencide etme uygulamasına dönüşmediği, başkalarının karşısında arama yapılmadığı gibi aramaya ilişkin somut uygulama koşulları irdelenerek bu kapsamdaki şikayetlerin açıkça dayanaktan yoksun olduğu değerlendirilmiştir  (Mahir Birgül, § 44).

Somut olayda başvurucu, çıplak arama yapılmasından şikâyetçi olmuştur. Ancak başvurucu; çıplak aramanın usulü, süresi veya uygulanmanın onurlarını zedeleyecek seviyeye ulaştığı yönünde ayrıntı dile getirmemiştir. Diğer taraftan infaz görevlileri, aramanın bireylerin iç çamaşırlarının çıkarılmayarak sadece üst kıyafetlerinin kısım kısım çıkarılarak tamamlandığını ifade etmişlerdir. Ayrıca aramanın arama kabinlerinin içinde yapıldığı kamera kayıtlarına yansımıştır. Dolayısıyla başvurucunun hemcinsi olan iki infaz görevlisi tarafından başka bir kişinin ya da kameranın bulunmadığı kapalı bir ortamda, üzerinde iç çamaşırı kalacak şekilde soyularak arandığı anlaşılmaktadır (Mahir Birgül, § 45). 

Bu durumda şikâyet konusu aramanın çıplak arama olarak nitelendirilmesi hususunda tereddüt bulunmakla birlikte başvurucunun çıplak olarak arandığı kabul edilse dahi başvuruya yansıyan olgulardan dolayı arama tedbirin başvurucuya uygulanışının aramanın beraberinde getirdiği rahatsızlık seviyesini aşacak şekilde olduğunun tespit edilmesi mümkün görünmemektedir. Sonuç olarak başvuru konusu aramanın kötü muamele yasağı bakımından aranan asgari eşik seviyesine ulaşmadığından bir ihlalin olmadığının açık olduğu anlaşılmıştır  (Mahir Birgül, § 46).

 

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARARLARI

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önüne gelen davalarda aşağıdaki tespitlerde bulunmuştur[4].

Iwanczuk v. Polonya Kararı:  başvuru no. 25196/94, 15 Kasım 2001[5].

 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi cezaevinde hükümlü ve tutuklular üzerinde çıplak arama yapılabileceğini ancak vakaya göre durumun değerlendirilmesi gerektiği düşüncesindedir (prg.59 ilk cümle).

AİHM’ye göre, cezaevinde tutuklu ve hükümlülerin çıplak aramaya maruz kalmaları 3. maddeye aykırılık teşkil edebilmektedir. AİHM, konu ile ilgili kararlarında, cezaevi güvenliğini sağlamak ve cezaevinde kargaşa çıkmasını önlemek için bazı durumlarda çıplak aramanın gerekli olabileceğini ancak bu durumlarda dahi aramanın uygun şekilde yapılması zorunluluğunu vurgulamaktadır.

Hırsızlık suçundan tutuklanan ve kaldığı cezaevinde genel seçimler için oy kullanmak istemesi üzerine gardiyanlar tarafından çıplak aramaya zorlanan, bu sırada gardiyanların aşağılayıcı sözlerine maruz kalan başvurucunun başvurusunda AİHM, öncelikle, haklarında kesinleşmiş mahkeme kararı olmayan tutuklu kişilerin masumiyet karinesinden yararlanacaklarını ve masumiyet karinesine uygun davranma yükümlülüğünün gardiyan gibi tutuklu üzerinde kontrol kurabilecek cezaevi yetkilileri için de geçerli olduğunu söylemektedir. Daha sonra mahkeme, başvurucunun kişiliğini, tutuklu kaldığı süre boyunca sergilediği tutumu, sabıkası olup olmadığını ve işlediği suçu değerlendirerek başvurucunun şiddet kullanabileceğine dair bir korkuya yer olmadığından, bu sebeple başvurucunun çıplak aramaya maruz kalmasını haklı gösterecek bir neden bulunmadığından bahsetmektedir.  Buna göre, başvurucunun oy kullanmak gibi kendisine cezaevi tarafından tanınan bir hakkı kullanmak isterken çıplak aramaya ve aşağılayıcı sözlere maruz bırakılması AİHS’nin 3. maddesine aykırılık teşkil etmektedir.

 

Van Der Ven v. Hollanda Kararı : Başvuru no. 50901/99, 04 Şubat 2003[6]

 

 AİHM, bu konuya ilişkin görüşünü Van Der Ven v. Hollanda kararında da açıklamaktadır. 

Söz konusu kararda başvurucu, cezaevine girişte, açık görüş öncesi ve sonrası, doktor, diş hekimi ve kuaför ziyaretleri sonrası mutlaka; ayrıca, cezaevi yönetimi tarafından güvenliği sağlama ve olası tehlikeleri önleme ihtiyacı hissedildiği her zaman olmak üzere, haftada en az bir kez tüm tutukluların çıplak aramaya maruz kaldığı bir cezaevinde kalmaktadır. Bu durum, İşkenceyi Önleme Komitesi’nin cezaevine yaptığı ziyaret sonucu hazırlanan rapora da konu olmakta ve raporu hazırlayanlar tarafından haklı bir nedene dayanmayan ve hükümlüleri aşağılayan bir uygulama olarak tanımlanmaktadır.

 AİHM, tutuklu ve hükümlülerin ikna edicilikten yoksun “güvenlik ihtiyacı” gerekçesiyle çok katı güvenlik tedbirleri altında yaşamasının yanı sıra, başvurucunun 3.5 yıl boyunca haftada en az bir kez çıplak aramaya maruz bırakılmasının ızdırap çekmesine ve kendisini aşağılanmış ve küçümsenmiş gibi hissetmesine neden olduğunu söylemektedir.

 

DEĞERLENDİRME

 

Hükümlü ve tutuklularla ilgili olarak;

Cezaevi uygulamaları ile ilgili temel metinlerde, çıplak aramanın yapılabileceği kabul edilmiştir.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi de çıplak arama yapılmasına cevaz vermektedir. Sorun hem iç mevzuatta ve uluslararası metinlerde hem de yüksek mahkeme kararlarında zorunluluk, gereklilik, ölçülülük ve orantılılık hususlarına dikkat çekilmektedir. Verilmiş olan ihlal kararlarında aramaların tektar tekrar yapılması hususu ihlal olarak ortaya konulmuş ve sayıya odaklanılmış.

Ziyaretçilerle ilgili olarak;

Ziyaretçilerle ilgili çıplak arama yapılabileceği, iç çamaşırlarına kadar kontrol yapılabileceği, hatta iç çamaşırların dahi çıkarılabilmesine izin verir mahiyette ne iç hukukta ne de uluslararası hukukta hiçbir düzenleme bulunmamaktadır.